top of page

17 yıl süren uzun soluklu resim sanatı yolculuÄŸunda sanatçı Gülçin Anıl, yaÅŸamdan nasıl etkilendiÄŸini her defasında farklı gözlerle baktığı renklerin ve figürlerin uyumu içindeki gizli öyküleriyle ortaya koydu. Bir dönem tuvallerinde martılar yaÅŸam mücadelesi verirken, denizdeki yelkenli teknelerinin doÄŸa ile yarışını renklendiriyordu. Soluklandığı anlarda insan ve müzik kaynaÅŸması bir baÅŸka haz duygusunu ortaya koyuyordu. Sonra ansızın kanatlı kadınlar boy gösterdi. Bu kadınlar kendi kanatlarıyla mistik ve gizemli evrenin tanrıçalarına ulaÅŸtılar ve Gülçin Anıl'ın resimlerinde kadınların gücünü, güzelliÄŸini ve bilgeliÄŸini yansıttılar. "GüneÅŸin DoÄŸduÄŸu Yer" anlamına gelen Anadolu, evren varolduÄŸundan bu yana efsanelerin ana kucağı olmuÅŸtu. Gülçin Anıl'ın tuvallerinden günümüze ulaÅŸan "Ä°çimizdeki Tanrıçalar", milattan çok önceki yıllarda Anadolu'da ortaya çıkmıştı. Birçok deÄŸiÅŸik isimle farklı kültürlerde tanınan tanrıçalar, toplumların ortak bilincinde yer ederek günümüzde sanatçı Anıl'a esin kaynağı oldular. Resim sanatı yolculuÄŸunda olduÄŸu kadar içsel yolculuÄŸunda da radikal dönüÅŸümler yaÅŸayan sanatçı Anıl, resimleriyle adeta toplumsal bir iyileÅŸtirici misyonerliÄŸi ve evrenin sonsuz cömert zenginliÄŸini bir renk uyumu içinde paylaşımcı bir sanat vizyoneri olarak günümüze aktarıyor.

bottom of page